KURAN'I KERİM TÜRKÇE MEALİ
(ELMALILI MUHAMMED HAMDİ YAZIR)
56-VAKİA:
1 - Olacak vak'a olduğu zaman
2 - Onun oluşunu yalanlayacak kimse yoktur.
3 - O, alçaltıcıdır, yükselticidir.
4 - Yer şiddetle sarsıldığı
5 - Dağlar serpildikçe serpildiği
6 - Dağılıp toz duman haline geldiği
7 - Ve sizler üç sınıf olduğunuz zaman
8 - Sağın adamları (var ya) ne mutludurlar onlar!
9 - Solun adamları ise ne uğursuzdurlar onlar!
10 - Önde olanlar (var ya), onlar öncüdürler.
11 - İşte o yaklaştırılanlar,
12 - Nimet cennetlerindedirler.
13 - Çoğu önceki ümmetlerden,
14 - Birazı da sonrakilerden.
15 - (Onlar) cevherlerle işlenmiş tahtlar üzerindedirler.
16 - Karşılıklı olarak onların üzerinde yaslanırlar.
17 - Çevrelerinde, ölümsüzlüğe ulaşmış gençler dolaşırlar.
18 - Kaynağından doldurulmuş, testiler, ibrikler ve kadehlerle.
19 - Ondan ne başları ağrıtılır, ne de akılları giderilir.
20 - Beğendikleri meyvalar,
21 - Canlarının çektiği kuş etleri,
22 - İri gözlü hûriler,
23 - Saklı inciler gibi,
24 - Yaptıklarına karşılık olarak verilir.
25 - Orada boş bir söz ve günaha sokan bir laf işitmezler.
26 - Duydukları söz, yalnız "selam", "selam" dır.
27 - Sağın adamları, nedir o sağın adamları!
28 - Dalbastı kirazlar,
29 - Meyva dizili muzlar,
30 - Uzamış gölgeler,
31 - Fışkıran sular.
32 - Pek çok meyva arasında,
33 - Tükenmeyen ve yasaklanmayan
34 - Ve yükseltilmiş döşekler üstündedirler.
35 - Biz kadınları yeniden inşa ettik (yarattık).
36 - Onları bâkireler yaptık.
37 - Hep yaşıt sevgililer,
38 - Sağın adamları içindir.
39 - Bir çoğu öncekilerdendir.
40 - Bir çoğu da sonrakilerdendir.
41 - Solun adamları, nedir o solcular!
42 - İçlerine işleyen bir ateş ve kaynar şu içinde,
43 - Kapkara dumandan bir gölge altındadırlar.
44 - Ki ne serindir, ne de faydalı.
45 - Çünkü onlar bundan önce varlık içinde sefâhete dalmışlardı.
46 - Büyük günahı işlemekte ısrar ediyorlardı.
47 - Ve diyorlardı ki: "Biz ölüp, toprak ve kemik yığını olduktan sonra, biz mi bir daha diriltileceğiz?"
48 - "Önceki atalarımızda mı?"
49 - De ki: "Öncekiler ve sonrakiler"
50 - "Belli bir günün belli vaktinde mutlaka toplanacaklardır."
51 - Sonra siz, ey sapık yalanlayıcılar!
52 - Elbette bir ağaçtan, zakkum ağacından yiyeceksiniz.
53 - Karınlarınızı hep onunla dolduracaksınız.
54 - Üstüne de kaynar su içeceksiniz.
55 - Susuzluk illetine tutulmuş develerin içişi gibi içeceksiniz.
56 - İşte ceza gününde onlara sunulacak ziyafet budur.
57 - Biz sizi yarattık; tasdik etmeniz gerekmez mi?
58 - Attığınız meniyi gördünüz mü?
59 - Onu siz mi yaratıyorsunuz yoksa yaratan biz miyiz?
60 - Aranızda ölümü takdir eden biziz ve bizim önümüze geçilmez.
61 - Böylece sizin yerinize benzerlerinizi getirelim ve sizi bilmediğiniz bir yaratılışta tekrar var edelim diye (böyle yapıyoruz).
62 - Andolsun, ilk yaratılışı bildiniz. Düşünüp ibret almanız gerekmez mi?
63 - Ektiğinizi gördünüz mü?
64 - Onu siz mi bitiriyorsunuz, yoksa bitiren biz miyiz?
65 - Dileseydik, onu kuru bir çöp yapardık. Hayret eder dururdunuz.
66 - "Doğrusu borç altına girdik."
67 - "Doğrusu, biz yoksul bırakıldık" (derdiniz).
68 - İçtiğiniz suya baktınız mı?
69 - Buluttan onu siz mi indirdiniz, yoksa indiren biz miyiz?
70 - Dileseydik onu tuzlu yapardık. O halde şükretseniz ya!
71 - Bir de o çaktığınız ateşi gördünüz mü?
72 - Onun ağacını siz mi yarattınız, yoksa yaratan biz miyiz?
73 - Biz onu bir ibret ve çölden gelip geçenlere bir fayda yaptık.
74 - Öyleyse büyük Rabbinin adını yücelt.
75 - Hayır, yıldızların yerlerine yemin ederim.
76 - Bilirseniz bu büyük bir yemindir.
77 - O, elbette şerefli bir Kur'ân'dır.
78 - Korunmuş bir kitaptadır.
79 - Ona temizlenenlerden başkası el süremez.
80 - (O), âlemlerin Rabbinden indirilmiştir.
81 - Şimdi siz bu sözü mü küçümsüyorsunuz?
82 - Rızkınızı, yalanlamanızdan ibaret mi kılıyorsunuz?
83 - Can boğaza dayandığı zaman
84 - Ki o zaman siz (ölmek üzere olana) bakar durursunuz.
85 - Biz ona sizden daha yakınız, fakat siz görmezsiniz.
86 - Eğer cezalandırılmayacak iseniz,
87 - Onu geri çevirsenize; şayet iddianızda doğru iseniz.
88 - Fakat ölen kişiye gelince, eğer o rahmete yaklaştırılanlardan ise,
89 - Ona rahatlık, güzel rızık ve Naîm cenneti vardır.
90 - Eğer O, sağın adamlarından ise,
91 - "(Ey sağcı), sana sağcılardan selam!"
92 - Ama yalanlayıcı sapıklardan ise;
93 - İşte ona da kaynar sudan bir ziyafet vardır.
94 - Ve cehenneme atılma vardır.
95 - Kesin gerçek budur işte.
96 -Öyle ise Rabbini o büyük ismiyle tesbih et.