56. İntikam Kurbanları
Dört aydan fazla süre boyunca barışı bozan hiçbir olay meydana gelmedi. Fakat bu sürenin sonunda Beni Esed Ibn Huzeyme'nin Medine'ye sefer düzenlediği haberi ulaştı. Müslüman olan Cahş ailesini- ve daha Önceden Mekke'de yaşayan Esed'lileri saymazsak bu geniş ve güçlü Necd kabilesi hâlâ. Kureyşlüerin yakın bir müttefikiydi. Kureyşli-ler şimdi de onları, Uhud'da zayıf düşen Müslümanlardan yararlanmaya teşvik ediyordu. Bu nedenle onlara ve tüm Arabistan'a Uhud'un müslümanlan zayıflatmadığı, bilâkis güçlendirdiği gösterilmeliydi. Bunun üzerine Peygamber (s.a.v.), Beni Esed Ibn Huzeyme'lilerin kampına habersiz olarak, kuzeni Ebu Seleme komutasında yüzelli silahlı adam gönderdi. Bu küçük ordu îbn Huzeyme'lilerin kampına sessizce yaklaştı ve çok az kan dökerek onların kaçmasını sağladı. Müslümanlar ise Medine'ye, onbir gün sonra, büyük bir deve sürüsü ve üç çoban ile birlikte döndüler. Bu saldırı amacını yerine getirmişti, yani islam'ın bitmeyen gücü tüm Arabistan'a gösterilmişti.
O sıralarda daha güneyden bir saldırının yapılacağı haberi Medine'ye geldi. Fakat bu kez Peygamber (s.a.v.) mucize göstererek İslam karşısındaki düşmanlığın, Hudayl kabilesinin Linyani kolunun başkanında toplandığını bildirmişti. Eğer bu adam ortadan kaldırılırsa o taraftan gelecek saldın artık pek Önemli olmazdı. Bunun üzerine Peygamber (s.a.v.), Hazreçll Abdullah Ibn Uneys'i, bu lideri öldürmekle görevlendirdi. «Ey Allah'ın Rasulü» dedi Abdullah, «bana o adamı tarif et ki, gördüğümde tanıyabileyim». Peygamber (s.a.v.) : «Onu gördüğünde, o sana şeytanı hatırlatacak. Onun aradığın adam olduğunu şöyle anlayacaksın; onu gördüğünde titreyeceksin» dedi. Abdullah, Peygamber (s.a.v.)'in söylediklerini aynen yaşadı ve onu öldürüp sağsalim geri döndü.
Medine'ye karşı planlanan saldırıların hepsi şimdilik rafa kaldırılmıştı. Fakat öldürülen başkanların öcünü almak için Hudayl kabilesinden bir grup adam, komşu köylere İslam'ı anlatmak için giden altı müslümana saldırdılar. Olay, Mekke'nin yakınında Raci' denilen sulak bir yerde meydana geldi. Peygamber (s.a.v.) 'in adamlarından üçü dövüşerek şehit edildi, diğer üçü de esir alındı. Esir alınan üç kişiden biri kaçmak isteyince hemen öldürüldü. Çatışmada ölenlerden biri de Uhud'da Kureyş'in, sancaktarlarından ikisini Öldüren Evs kabilesinden Asun idi. öldürülen adamların annesi, Asım'm kafatasmdan şarap içmeye yemin etmişti. Hudayl'lı adamlar da onun kafatasım bu kadına satmayı plânlıyorlardı. Fakat bir arı kovanı yüzünden gece olana dek Asım'm cesedine yaklaşamadılar. Gece olunca da bir fırtına Asım'm cesedini sürükleyip götürmüştü. Bu nedenle Kureyşli anne hiçbir zaman yeminini yerine getiremedi. Esir alman Evs'li Hubeyb ile Haz-reç'îi Zeyd, Bedir'deki ölülerinin öcünü almak için her fırsatı kollayan Kureyşlilere satıldı. Hubeyb, Beni Nevfel'in müttefiklerinden birine satıldı ve Bedir'de öldürülen babasının öcünü alması için kabilenin bir üyesine verildi. Safvan da aynı amaçla Zeyd'i aldı ve iki adam Haram aylar geçinceye kadar hapiste kaldılar.
Safer ayının hilâli görünür görünmez esirleri haram bölgeden çıkarıp Tan'im'e götürdüler. İki adam birbirlerini hapsedildiklerinden beri ilk defa görüyorlardı. Orada birbirlerine sabır tavsiye ettiler. Daha sonra Beni Nevfel ve beraberindekiler Hubeyb'i biraz İleriye götürdüler. Hubeyb kendisini kazığa bağlayacaklarını anlayınca onlardan namaz kılmak için izin istedi, daha sonra İki rek'atası
namaz kıldı. Onun, öldürülmeden önce namaz kılma geleneğini kuran ilk kişi olduğu söylenir. Daha sonra onu kazığa bağladılar ve «İslam'dan dönersen seni serbest bırakacağız» dediler. O şu cevabı verdi: «İslam'dan döndüğümde yeryüzündeki herşeyi elde edeceğimi bilsem yine de İslam'dan dönmem.» «Kendin evinde olup, Muîıammed (s.a.v.) 'in senin yerinde olmasını İstemez miydin?» dediler. «Kendim evde oturmak için Muhammed (s.a.vj'in ayağına bir diken parçası bile batmasını istemem» diye cevap verdi. «Dön ey Hubeyb,» dediler, «çünkü dininden dönmezsen seni öldüreceğiz.» «Allah için ölmem hiç de önemli değil» dedi. Daha sonra şunları ekledi: «Benim yüzümü kutsal yerden çevirmenize gelince,» -yüzünü Mekke'den başka tarafa çevirmişlerdi- «Allah şöyle buyuruyor: «Her nereye dönerseniz Allah'ın yüzü kıblesi orasıdır» (Bakara : 115). «Allah'ım, burada benim selamımı senin Rasu-lüne götürecek kimse yok, o halde selamımı ona Sen ulaştır» dedi. O sırada Peygamber (s.a.v.), Medine'de Zeyd ve diğer arkadaşlarıyla birlikte oturuyordu. Bir an Peygamber (s.a.v.), vahiy aldığı zamanlarda girdiği hale girdi. Onun «Ve Aleyhi es-Selam ve Rahmetullah (Allah'ın selamı ve Rahmeti onun üzerine olsun)» dediğini duydular. Peygamber (s.a.v.) daha sonra «Cebrail bana Hubeyb'den selamını getirdi» dedi[1].
Kureyşlilerin yanında babalan Bedir'de öldürülen kırk genç vardı. Gençlerden her birine mızrak verip: «Bu, senin Ly-banı öldürendir» dediler. Gençler HubeybS^nuzrakladı-lar, fakat öldüremediler. Bunun üzerine büyüklerden biri elini çocuğun elinin üstüne koyup öldürücü bir darbe indirdi. Bir diğeri daha aynı şeyi yaptı. Fakat buna rağmen Hubeyb bir saat daha yaşadı ve sürekli şu iki cümleyi tekrarladı: «Allah'tan başka ilah yoktur, Muhammed O'nun Rasulüdür».
Esir edilen arkadaşı Zeyd de aym şekilde öldürüldü. Öldürülmeden önce O da iki rekat namaz kıldı ve sorulan
sorulara aynı cevaplan verdi. Zühre'nin müttefiklerinden olan. ve o gün herkesle birlikte Tan'im'e giden Ahnas İbn Şerik şöyle demekten kendini alıkoyamadı: «Hiçbir baba evlâdını, Muhammed'in taraftarlarının Muhammed'i sevdiği kadar sevemez».
Bedir Savaşı'nm başında, Utbe ile teke tek karşılaşması sonucunda ölen Ubeyde geride kendisinden çok genç olan bir dul bırakmıştı. Bedevi kabilesi Amir'den Huzey-me'nin kızı olan Zeyneb çok cömert bir kadındı; islam'dan öncede «fakirlerin annesi» diye anılırdı. Dul kaldıktan bir yıl sonra hâlâ evlenmemişti. Peygamber (s.a.v.), ona evlenme teklif ettiğinde memnuniyetle kabul etti. Mescide bitişik odalara bir oda daha eklendi. Büyük bir ihtimalle bu yeni bağ nedeniyle Zeyneb'in kabilesinin yaşlı lideri Ebu Bera, Peygamber (s.a.v.)'i ziyaret etti. İslam ona teklif edildiğinde yaşlı adam buna karşı olmadığım söyledi. Bununla birlikte tamamen kabul ettiğini de açıklamadı. Sadece kendi kabilesine İslam'ı öğretecek müslümanlarm gelmesini istedi. Peygamber (s.a.v.) ona, diğer kabilelerin müslümanlara saldıra bileceğini söyledi. Beni Amir, Hava-ziıı kabilesinin bir koluydu ve yerleşim bölgesi, müslümanlara saldırmaları muhtemel olan Süleym ve diğer Gata-fan kabilelerine yakındı. Fakat Ebu Bera, Beni Amir'in şefi olarak kendisinin koruyacağı hiç kimseye saldırılamaya-cağına dair söz verdi. Bunun üzerine Peygamber (s.a.v.) hem bilgileri, hem de takvaları nedeniyle İslam'ı temsil eden. kırk müslüman seçti. Onların başına da Hazreçli Mun-zir îbn Amr'ı getirdi. Seçilenlerden biri de Peygamber fs.a,v.) ve Ebu Bekir'le birlikte hicret eden Ebu Bekir'in azatlı kölesi Amir îbn Fuheyre idi.
Medine'de, Ebu Bera'nın liderliğinin tartışmalı olduğu bilinmiyordu. Onun yerine geçmek isteyen yeğeni, Peygam-ber'den bir mektup götüren, bu nedenle herkesten önce oraya varan bir müslümanı öldürdü. Kabilenin diğer adamlarım da geri kalan müslümanları öldürmeleri için teşvik etti. Fakat tüm kabile Ebu Bera'nın koruması altında o'^n kimseyi öldüremeyeceklerini söyleyince sinirlenen yeğin.
kısa bir süre önce Medine'ye kötülük yapmayı düşünen iki Süleym kabilesine haber verdi. Süleym kabilesi hemen bir grup atlı gönderdi ve Ma'una kuyusu yakınında hiçbir şeyden habersiz konaklayan müslümanların hepsini şehit ettiler. Sadece develeri otlatmaya giden iki kişi sağ kaldı. Bu iki kişiden biri Uhud'da büyük bir cesaretle savaşan Haris tbn es-Simme idi. Diğeri ise Kinane kabilesinin Dem-reh kolundan Amr idi. Uzaktan kamplarının çevresini saran atlıları görünce çok şaşırdılar. Yaklaştıklarında ise kampın bir savaş alanına döndüğünü ve arkadaşlarının hepsinin öldürüldüğünü gördüler. Süleym'li adamlar ölülerin başında derin bir tartışmaya dalmışlardı. Bu yüzden yeni gelenleri farketmediler. Amr gidip Medine'ye haber verme taraftarıydı. Haris ise söyle dedi: «Munzir'in öldürüldüğü yerde ben savaş alanına arkamı dönüp gidemem». Daha sonra kendini düşmanların arasına attı ve Amr'la birlikte esir alınıncaya kadar çarpıştı ve iki düşman öldürdü. Düşmanların ikisini de öldürmek istememeleri garipti. Çünkü Haris iki adamlarını Öldürmüştü. Haris'e kendisine ne yapılmasını istediğini sordular. O da Munzir'in cesedi başında gidip eline silahlar verilmesini ve orada savaşmak istediğini söyledi. Onun isteğini yerine getirdiler. Haris kendisi öldürülmeden önce iki adam daha öldürdü. Amr'ı İse serbest bıraktılar ve kendilerine ölü arkadaşlarının isimlerini saymasını istediler. Amr, onlarla birlikte her cesedin basma gitti ve soyuyla birlikte hepsinin ismini söyledi. Ona burada olması gereken fakat cesedi burada olmayan bir arkadaşının olup olmadığını sordular. «Amir Ibn Fuheyre adındaki Ebu Bekir'in azatlısını göremiyorum-. dedi. Ona «Bu adamın sizin aranızdaki konumu nasıldı?» diye sordular. «O en iyilerimizden biriydi» dedi, Amr, «Pey-gamber'e ilk tabi olanlar arasındaydı». Soruyu soran : «Sana, ona ne olduğunu söyleyeyim mi?» dedi. Daha sonra Amir'i Öldüren Cebbar'ı çağırdılar. Cebbar, mızrağım nasıl arkasından gelip Amir'in iki kürek kemiği arasına sapladığını anlattı. Mızrağın ucu Amir'in göğsünden çıkmıştı. Amir'in ölmeden önce son sözü: «Vallahi, zafere ulaştim» olmuştu. Cebbar: «Bu ne anlama gelebilir?» diye şaşırmıştı, çünkü aynı sözü kendisinin söylemeye daha çok hakkı vardı. Daha sonra Cebbar şaşkınlıkla mızrağı Amir'-in sırtından çıkarmıştı. Fakat şaşkınlığı, görünmeyen ellerin Amir'in cesedini gözden kaybolana dek yukarı kaldırdıklarını görünce daha da artmıştı. Cebbar'a -zafer»in Cennet olduğu anlatılınca müslüman oldu. Peygamber (s.a.v.) bu olayı duyunca, meleklerin Amir'i Cennet'in en yüksek derecelerinden biri olan «llliyyun»a (Muttaffıfin: ıa-19) götürdüklerini söyledi[2]
Süleym'liler kabilelerine döndüler ve bu olayı tekrar tekrar herkese anlattılar. Bu onların İslam'a dönmelerinin başlangıcıydı. Serbest bıraktıkları Amr'a bu katliama Beni Amir'in sebep olduğunu söylediler. Bunun üzerine Amr, Medine'ye dönerken Beni Amir'den rastladığı iki kişiyi öldürülen arkadaşlarına karşılık öldürdü. Fakat gerçekte iki adam da masumdu. Çünkü onlar Ebu Bera'ya bağlıydılar ve onun müslümanlan korumasına taraftardılar. Bunun üzerine Peygamber (s.a.v.), öldürülenlerin ailelerine kan diyeti verilmesine karar verdi.
--------------------------------------------------------------------------------
[1] W. 360
[2] W. 349